Kaşıntılı döküntü; on çocuktan 1 ila 2’sinde görülüyor
Hava şartlarının değişmesi nedeniyle ilkbahar ve sonbaharda alevlenen atopik egzamanın kesin bir tedavisi olmadığını belirten Dermatoloji Uzmanı Dr
Super Admin
@superadmin
Eklenme:
04 Kas 2024 - 10:50
Güncellenme:
04 Kas 2024 - 10:50
Hava şartlarının değişmesi nedeniyle ilkbahar ve sonbaharda alevlenen atopik egzamanın kesin bir tedavisi olmadığını belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Nevzat Mazmanoğlu “Hastalıkla yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Alerjenlerden, sülfatlı sabun ve şampuanlardan, sentetik giysiden uzak durmalısınız. Toz toplayan halı, yastık gibi eşyaları kaldırmalısınız” dedi.
Cilt dokusunun kuruyup pul pul dökülmesine ve kaşıntıya neden olan atopik dermatit ya da atopik egzama denilen hastalık hakkında önemli bilgiler veren Acıbadem Bodrum Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nevzat Mazmanoğlu hastalığın özellikle mevsim geçişlerinde daha sık görüldüğünü söyledi. Atopik dermatitin şikayetler açısından dönüşümlü bir hastalık olduğunu aktaran Dr. Mazmanoğlu “Diğer bir ifadeyle remisyon (iyileşme) ve alevlenme ile seyreder. Sıklıkla alerjik bronşiyal astım, saman nezlesi, alerjik konjonktivit ve ürtiker (kurdeşen) gibi hastalıklarla birlikte görülür. Bazı durumlarda sadece çocukluk çağında gözlenirken bazen de hayat boyu sürer” dedi.
Atopik dermatitin çok yaygın görüldüğünü aktaran Dr. Mazmanoğlu cocuklarda görülme sıklığının yüzde 10 ila 20, yetişkinlerde ise yüzde 1 ila 3 olduğuna ve bu oranın son 20-30 yıldır sanayi ülkelerinde üç katına çıktığına dikkat çekti.
“Şikayetlerin alevlenmesinin üç nedeni vardır”
Atopik dermatit şikayetlerinin alevlenmesinin 3 nedeni olduğunu belirten Dr. Mazmanoğlu “Kuruyan ciltler daha hassastır, ince ve hasara eğilimlidir, bu da toksinler de dahil olmak üzere çeşitli alerjenlerin nüfuz etmesine izin verir ve böylelikle alerjenler vücuda kolayca nüfuz eder. Kısacası ortamda alerjenler veya belirli çevresel şartlar mevcutsa, bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyon göstermesi ve kuru cilt sonucunda atopik cilt görülür ve kaşıntı başlar” dedi. İkinci nedenin, belirli bir alerjene karşı aşırı bağışıklık tepkisi olduğunu ve bu alerjeni tanımlamak gerektiğini belirten Dr. Mazmanoğlu üçüncü nedenin psikolojik olduğunu; kaygı, korku ve endişelerin giderek artan kaşıntıya, aşırı hassasiyete ve cilt tahrişine neden olduğunu ifade etti.
“Bebekleri uykudan uyandıracak kadar kaşıntı olabilir”
Dr. Mazmanoğlu atopik dermatitin genellikle dirsek önleri, diz arkaları gibi kıvrımları, boynu, göz kapaklarını, yüzü, bilekleri, el ve ayak üstlerini etkilediği bilgisini verdi. Hastalığın yaşa göre 3 klinik forma ayrıldığını belirten Dr. Mazmanoğlu “1 yaşından küçüklerde görülen bebek formunda yanaklar, alın ve çenede belirgin döküntüler şeklinde başlayan lezyonlar bir süre sonra gövde, kol ve bacaklara yayılmaya başlar. Bebekler kaşıntı sebebiyle huzursuzdur ve sıklıkla uykularından uyanırlar. Anaokulu ve okul çağındaki çocuklarda görülen formunda genellikle dirsek ön kıvrımlarında, diz arkalarında, boyunda, ellerde ve ayaklarda görülür. Çocukların yüzde 80’inde hastalık yaklaşık yedi yaşında ortadan kalkar. Yetişkinlerde ise ya çocukluktan itibaren devam eder ya da yetişkinlikte alevlenebilir. Yetişkinlerde, genellikle üst göz kapağı tutulumu ön plana çıkar. Ancak yüz, dudaklar, boyun, el içleri ve ayak tabanları da tutulabilir” diye konuştu.
“Çocuklarınız için sülfatsız şampuan kullanın”
Genetiğin rolünden bahseden Dr. Mazmanoğlu ebeveynlerden birinde herhangi bir alerjik hastalık olduğunda, çocukta atopik egzama gelişme riskinin yüzde 20 ila 40 olduğunu ifade etti. “Bu çocuklarda en etkili korunma yöntemi doğumdan itibaren sülfatsız sabun, şampuan ve yumuşatıcı kullanmaktır. Ürünlerin köpürmesi ve cildi daha iyi temizlemesi için kullanılan sülfatlar, zaten hasarlı olan cilt bariyerini yok ederek başarılı bir tedaviye izin vermez. Ayrıca çok sıcak veya soğuk suda uzun süreli banyolardan kaçınılması önerilir. Kurulama, mikroskobik partiküllerin oluşumunu önlemek amacıyla herhangi bir sürtünmeden kaçınılarak sadece havluyu cilde uygulayarak yapılmalıdır” dedi.
“Hastalıkla yaşamayı öğrenmek gerekiyor”
Günümüzde atopik dermatitin kesin bir tedavisi olmadığını ve bu hastalıkla yaşamayı öğrenmenin önemini vurgulayan Dr. Mazmanoğlu “Tedavi tamamen bireyseldir. Bir hastada işe yarayan tedavi şekli başka bir hastada aynı derecede etkili olmayabilir. Lokal tedavi hastalığın evresine göre akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Uzman dermatolog muayenesi şarttır ve önerileri dikkate alınmalıdır” dedi.
“Halı ve yatak takımlarında alerjen bulunur”
Önemli bir risk faktörünün alerjenler olduğunun altını çizen Dr. Mazmanoğlu genellikle halılarda, yatak takımlarında ve evcil hayvanlarda saklanan alerjenlerden uzak durulmasını ve ayrıca hava temizleyici kullanılmasını tavsiye etti. Dr. Mazmanoğlu “Sık vakum yapılmalı, toz ve alerjen toplayan halı, yastık gibi eşyalar kaldırılmalıdır; ayrıca sigara ve soba dumanından kaçınılmalıdır. Elektrik süpürgesi çalışırken pencere ve kapıların açık olması önemlidir. Pamuklu kıyafetler tavsiye edilirken, polar, yün ve sentetik giysilerden uzak durulmalıdır” diye konuştu.
Beslenmenin rolüne de değinen Dr. Mazmanoğlu atopik egzama hastalarının süt ürünleri, yumurta, balık, kuruyemiş, asitli, fermente gıdalar, soya, çikolata ve tahriş edici meyve ve sebzelerden kaçınmaları önerisinde bulundu. Probiyotikler, Omega-3 yağları, C vitamini ve çinko desteklerinin cildi ve bağışıklığı güçlendirdiğini; emzirmenin de çocuklarda alerjilere karşı koruyucu olduğunu dile getirdi.